TANIDIK TAT

  

TANIDIK TAT


   Yatağa girmeden mutlaka kremlerini sürer kurumalarını beklerken bir şeyler okurdu. O gece pek keyfi yoktu ama rutinini aksatmadı "saat epey geç olmuş" dedi bir patates çuvalını yere atarcasına vücudunu yatağa bıraktı. Uzunca bir süre (sıkıldığında yaptığı gibi) okudukları hakkında düşünmeye başladı, bu ara gittikçe artıyordu bu iş. Bazen sanki başka bir dünyaya geçiş yaptığını hissediyor kendini dışarıya kapatıyordu. Bu donukluğun farkına varmış olmalı ki sadece gecelere bırakıyordu düşüncelere dalıp gitmeyi. Çoktan uykuya dalmıştı. Çok derin bir uykusu yoktu hatta bazen sorgulardı uyandığında: gece uyudum mu? 

   Birden irkilerek uyandı. Üstündeki ince örtüyü kaldırdı. Odası normalde bu kadar karanlık mıydı? Işığı koysan bu karanlıkta boğulurdu sanki. Boğuk bir karanlık...

  Doğruldu ve ayağa kalktı. Odanın kapısı açıktı koridora çıktı bir sağındaki mutfağa baktı bir solundaki banyoya zifiri karanlıktı her yer. Neden kendi de anlamadı ama banyoya doğru gitmeye başladı. 3 adımla varacağı banyo için harcadığı efora inanamıyordu yürürken terlemeye yorulmaya başladı. Endişe ve korku tüm vücudunu kapladı bir yandan da telkin etmeye çalışıyordu tüm vücudunu: uykuluyum galiba...   

  Tanıdık bir yemeğin tadı gibi o an'ı anımsadı. Rüyalarında koşup koşup yakalayamadığı, bağırıp çağırıp duyuramadığında sesini yaşadığı o hisle aynı şeydi bu. En sonunda banyonun lambasını yakabildi. Elini yüzünü yıkadı. Birazcık rahatlamıştı. Aynaya baktı. Biraz fazla içse aynaya baksa kendine alaycı bir gülüş atardı. Tıpkı o gülümsemesini hatırlatır bir tebessüm attı kendine. Ellerini kurulamak havluya doğru yönelince duş kabinin içinde bir şişe votka gördü. Elini şişeye doğru uzattı dokunduğu an şişe paramparça oldu. Dondu kaldı kesin sarhoşum haberim yok dedi kısık bir sesle, yoksa nasıl gelsin bu şişe buraya?

   Bunu hatırlamıyorsam kim bilir neredeyim ne yapıyorum ne yaptım derken bir ürperti ile doğruca mutfağa doğru koştu. O mutfağa doğru koştukça zifiri karanlık da aydınlanıyordu. Mutfağa girer girmez bir hafiflemişlik hissetti her şey normaldi. Kendi evinde her yer yerli yerinde derin bir oh çekti. Birden yerden yükseldiğini hissetti sanki ağır çekimde idi "hayır hayır bu sarhoşluk olamaz" bağırmak istiyor ama bağıramıyordu birden başparmağını ısırdı? Bunu neden yaptı kendi de anlamadı ilk başta. Belki de gerçekliğini kontrol etmek istedi. Acı hissetmediğini fark etti. Bu sırada aklında uçuşan onca soruya rağmen kulağına boğuk bir ses geliyordu. Dikkatlice dinlemeye başladı, arapça olmalı bu? Bir dua, bir sure,ayet...? daha da odaklandı sese. Ezan, ezandı bu. Herhalde saat 4-5 olmalı....     

Yorumlar

Popüler Yayınlar